22 Nisan 2017 Cumartesi

Referandum Değerlendirmesi


Türkiye’nin yönetim sistemini esas alan 18 Maddelik anayasa değişikliği paketi önce mecliste hukuksuz ve usulsüzlüklerle geçirildi. Daha sonra halk oylamasına götürülen bu paket Türkiye tarihinin en eşitsiz, en adaletsiz seçim sürecinin ardından yine tarihin en şaibeli sonucu ile kabul ettirilmeye çalışılıyor.

Bu sürecin bir parçası olmuş olan Hak ve Adalet Platformu olarak esas aldığımız adil şahitler olma misyonumuz gereği bu sonucun meşruiyetinin tartışılır olduğuna inanıyoruz. Zira;

  1. Seçimin Olağanüstü Hal şartlarında yapılmış olması. Mülki amirler tarafından bir çok ilde muhtarlara, sandık kurullarına baskı yapılması,
  2. Seçimin adaletsiz bir zeminde yapılmış olması (devletin bütün olanaklarının Evet için seferber edilmesi, medyada EVET propagandasının ezici bir farkla yer bulması, ülkenin dağına taşına EVET afişlerinin asılmış olması, HAYIR çalışmalarına yönelik yapılan saldırılar),
  3. HAYIR tarafında yer alan en önemli hareketlerden biri olan Halkların Demokratik Partisinin eş başkanları dahil 13 milletvekilinin tutuklu olması, bu süre zarfında 10 bine yakın üyesinin gözaltına alınıp iki binin üzerinde üyesinin tutuklanmış olması, propaganda sürecinde çalışmalarına müdahale edilmiş olması,
  4. Seçim günü YSK’nın vermiş olduğu kendi içinde çelişkili kararlar,
  5. Birçok seçim sandığından çıkan şaibeli durumlar,
  6.  HDP ve CHP’li yüzlerce müşahitin okullardan çıkarılması,
  7. Bazı sandıklarda yapılan açık oy, gizli sayımlar,
  8. Seçim akşamı Anadolu ajansının verdiği manipülatif sonuçlar,
  9. YSK’nın CHP ve HDP’ye bilgi akışını kesmesi ,
  10. Ülkenin farklı yerlerinden gelen video ve görüntüler ile tespit edilen usulsüzlükler,
  11. Referandum öncesi tercihler konusunda devlet yetkililerince ağır boyutta din istismarının yapılmış olması,
  12. Hayır cephesinin terör ile yaftalanması,
  13. Başta Meral Akşener olmak üzere muhalif MHP’liler ve hayır diyeceğini açıklayan Saadet Partisi’nin süreç boyunca baskı görmesi, özgür bir kampanya yapamamaları.

Bütün bunlara rağmen manipüle edilen sonuçların çekilebildiği son nokta %51.4’e %48.6’lık bir oran oldu. Hiçbir usulsüzlük yapılmamış olsa dahi bu oran ile amaçlanan anayasal değişikliğinin yapılma olasılığının kalmadığı, ülkede açık bir bölünmenin gerçekleşmiş olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Toplumun yarısının bu gidişe dur demiş olması Türkiye demokrasisi için tarihi bir anlamı ihtiva etmektedir. Ak Parti’nin başkanlığın ilelebet kendisinde kalması için hazırladığı bu tasarı halkoylaması sonucunda alınan oy oranları dikkate alındığında toplumu uzlaşı ve huzur içinde yönetme olasılığının ortadan tamamen kalktığını söyleyebiliriz. Bundan sonra yapabileceği tek şey, bu meşruiyeti şimdiden tatışmalı hale gelen anayasayı zor yoluyla topluma dayatmak olacaktır.

Bilhassa muhafazakar yurttaşların yoğun olduğu yerleşkelerde çıkan sonuçlar Ak Parti açısından önemli mesajlar içeriyor. Bu mahallelerin özellikle Hak ve Adalet Platformu’nun çalışma yaptığı yerler olması bizim için de önemli bazı veriler barındırıyor. Çalışmalarımızın yoğunlaştığı İstanbul’da Hayır’ın kazanmış olması, Ak Parti için oy deposu olmasına rağmen bilfiil çalışma yaptığımız yerlerde böyle bir sonucun çıkmış olması hem hedef kitlemizin hem çalışma yöntemimizin hem de varlığımızın önemi ve anlamı için birçok gösterge barındırıyor. Fatih, Üsküdar, Eyüp, Bağcılar, Sultangazi, Başakşehir, Küçükçekmece, Arnavutköy, Kağıthane, Sultanbeyli, Ümraniye gibi ilçelerde alınan sonuçlar bu gerçeği kanıtlamaktadır. Bu ilçelerin bir kısmında hayır önde çıkmıştır, bir kısmında ise Ak Parti iktidarı önemli oranda kayıp vermiştir.

Türkiye’deki siyasi hareketlerin çıkış ve çöküş süreçleri İstanbul’da elde edilen başarı veya başarısızlığa paralel bir seyir izlemiştir. Türkiye’nin bütün farklılıklarının tezahür ettiği İstanbul kenti Türkiye politik sürecini ve mahiyetini de belirliyor. Bütün imkansızlıklara rağmen İstanbul ve 16 büyük kentte Hayır’ın önde olması gelecek açısından büyük umutlar vaad ediyor.

17 Nisan günü itibari ile hepimize tarihi sorumluluklar yüklenmiştir. Sürecin en büyük katkısı olan sivil toplumun siyasete müdahil olma avantajı her kesimin kendi rengi ile çalışıp ortak bir noktada buluşmasını sağlayabilir.
Hak ve Adalet Platformu olarak bizler de Medine Sözleşmesi ışığında bu birlik ve beraberliğe katkı sağlamayı, kendilerinden emin olunanlar olmayı esas alarak bu sonuca katkı sağlayacağız. Hak ve Adalet Platformu toplumun dini duygularının iktidarların çıkarları için kullanılmasına esastan karşı duracak, kimlik odaklı değil bireysel özgürlüğü önceleyen, değer odaklı paydaşlıklara önem verecektir.

‘’Bununla birlikte hileye başvurdular, Allah da onların hilelerini boşa çıkardı. Allah, hileyi boşa çıkaranların en hayırlısıdır.’’ (3/ÂLİ İMRÂN-54)



HAK ve ADALET PLATFORMU
22 NİSAN 2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder