4 Nisan 2017 Salı

"Kandırıldık" diyorlar, ya kandırmışlarsa? (Ömer Faruk Gergerlioğlu - 3 Nisan 2017)



Ha bire "kandırıldık" diyorlar, ya kandırmışlarsa?

Yıllarca Fethullah Gülen'le beraber yürüdüler, ortaklık bozulunca "Kandırıldık" dediler, çözüm süreci yaptılar, süreç bozulunca "Kandırıldık" dediler, Rusya krizinde aynısını söylediler, velhasılı saymakla bitmez, her duruma bir kılıf bulundu ve bağlılar da inandı. Ya kandırdıkları? Kandırılma mevzusunu tartışmayacağım, asıl mesele kandırma sorunu.

Ak Parti iktidarının ilk yıllarında AB'ye girmek için büyük gayret sarf etti, bunu vesayetçi askerlerden kurtulmak için yaptığı demokratikleşme konusunda çok samimi olmadığı yıllar sonra ortaya çıktı. Gücü eline geçirdiğinde çok kişiyi hayal kırıklığına uğratacaktı. Dindar entelektüeller, sosyal demokrat olmasına rağmen ve camiasının büyük baskısına rağmen "Yetmez ama evet" diyenler, muhafazakar demokrat olup demokrasi bekleyenler, devlete son bir şans tanıdığı için Ak Partiye güvenen Kürtler, azınlıklar için demokrasi vaatlerine inananlar günün sonunda büyük hayal kırıklığına uğrayacaktı. Ak Parti yıllarca kendilerine vaatler etmiş, sonunda hoyrat bir tavırla onları ezip geçmişti. "Kandırıldık" söylemlerinin yoğunluğundan bu sorgunun yapılamadığını görüyoruz.

Siyaset Bilimci Fatma Bostan Ünsal, Serpil İlgün'ün Pazartesi konuğu oldu. (3 Nisan 2017)


Serpil İLGÜN
 

'Bir kişinin aşırı güçlenmesi tarihin akışına ters'

 

Serpil İlgün'ün Pazartesi konuğu Siyaset Bilimci Fatma Bostan Ünsal: Güçsüzü güçlendirecek, güçlünün gücünü azaltacak mekanizmalar kurmalıyız.

 
Hayır üzerindeki gizlenme gereği duyulmayan baskılar, medyada evet lehine süren tahakküm, hayır cephesinin azmini ve inancını düşürmüyor. Pazartesi röportajında bu hafta, hayıra güç katmak ve OHAL’in antidemokratik uygulamalarına karşı durmak amacıyla kurulan Hak ve Özgürlükler Platformu kurucularından Fatma Bostan Ünsal’la konuştuk.



Aralarında Ömer Faruk Gergerlioğlu, İhsan Eliaçık, Cihangir İslam, Hüda Kaya gibi İslami camianın önde gelen aydın, siyasetçi ve yazarlarının yer aldığı Platform, “Hak ve adalet için hayır” sloganıyla bildiriler dağıtıyor, paneller düzenliyor.
Yeni anayasaya neden hayır? Erdoğan gücü neden tek elde toplamak istiyor? Yaşanan hukuksuzluklara dindar, muhafazakarlardan neden güçlü bir itiraz çıkmıyor? Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman’ın Kur’an ayetlerini referans göstererek, Erdoğan’a itaat etme çağrısı ne anlama geliyor?

Siyaset bilimci Fatma Bostan Ünsal yanıtladı.

3 Nisan 2017 Pazartesi

Taraftarlaşan camia için Hak ve Adalet Platformu duruşu (Ömer Faruk Gergerlioğlu - 31 Mart 2017)



Farklı birçok kimlik gibi dindarlar da T. C. tarihi boyunca çok sıkıntılar çektiler. Alternatif olmak, iktidara gelmek büyük bir hasretle bekleniyordu. İslamcı akım iktidara gelmenin tüm sorunları çözeceğini düşünüyordu. Her türlü baskıyla bu yükselişin önü kesilmeye çalışıldı, çok kavga yapıldı ve sonunda Milli Görüş camiasından gelen bir kanal iktidarı ele geçirdi. Bu galibiyet başarılı belediyecilik ve klasik siyasetin iflası nedeniyleydi. Belediyelerde kadro yetiştiren hareket iktidara geldiğinde bürokraside hakimiyet kurmak için çok zorlanmadı.

Ancak iktidarın ilk yılları geçip, her kesimin sorunlarını çözmeye yönelik bir anlayış bırakılınca artık tek bir gücün hakimiyeti hedefinden başkası yoktu. Tek bir kişinin hakimiyeti, sadece kendi mahallesinin sorunlarını çözmeye odaklanma, liyakatsizliğin önemsenmemesi, yolsuzluk ve yozlaşma dindar camianın sayısı çok olmasa da bazı isimlerini ve kurumlarını yeni bir tavır almaya itti. İktidara yönelik itirazlar her geçen gün arttı ve sonunda yollar ayrılmaya başladı. İktidar bunu umursamadı, artık devlet olmuştu ve itiraz dinlemek istemiyor, eleştireni düşman ilan ediyordu. Bu tavır, eski mahalle arkadaşlığı da dinlemiyor, düşman kefesine konulmayı engellemiyordu.

Hak ve Adalet Platformu Mazlum-Der’deki Tasfiye Süreciyle İlgili Panel Düzenledi






İslami camianın önde gelen yazar ve siyasetçilerinin kurduğu Hak ve Adalet Platformu Referandum kapsamında çalışmalarına devam ediyor.

Hak ve adaleti savunan en önemli derneklerden olan Mazlum-Der’de son süreçte yaşanan olağanüstü genel kurulu ve sonrasında yaşananları masaya yatıran platformun düzenlediği panele, mahkeme kararı kesinleşmediği halde İstanbul Şubesi öncülüğünde yapılan olağanüstü bir kongre ile fiili olarak genel başkanlığı elinden alınan Ahmet Faruk Ünsal, eski Mazlum-der genel başkanı ve Hak ve Adalet Platformu üyesi Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kafkas Üniversitesi Öğretim Görevlisi iken akademisyenler bildirisine imza attığından dolayı KHK ile görevden alınan Prof. Cihangir İslam katıldılar.